Özel Mama Montessori Anaokulu Sarıyer İstanbul

Mama Montessori 3 yıl boyunca oğlumuza hem montessorı eğitimini hem de ingilizce eğitimini çok başarılı bir şekilde sağladı. Özenle kurulmuş ve titizlikle idare edilen bir anaokuludur. Okul müdüründen öğretmenlere hatta çalışan personele kadar herkes çok iligili ve çocuklara karşı duyarlı davranmaktadır. Her daim göstermiş oldukları güler yüz, özveri ve tüm emekleri için çok teşekkür ederiz.

Çocuğum, Mama Montessori’ye 3 yıl severek gitti. Değerli öğretmenlerinden Montessori metodu ve harika materyalleri ile yüksek kalitede bir eğitim alma fırsatını yakaladı ve çok güzel arkadaşlıklar geliştirdi. Profesyonel eğitim kadrosu çok deneyimli, çocuklarla iletişimi güçlü, onları çok seven ve öğrenmelerini, yaratıcılıklarını destekleyen başarılı öğretmenlerden oluşuyor. Başöğretmen ve Koordinatörleri Valentina, İngiltere, Çin, Singapur gibi ülkelerde çalışmış, Montessori uygulamalarına çok hakim, sorumluluk sahibi bir eğitmen. Bu da okul için büyük şanslardan biri. Bu zaman sürecinde, Müdür Arzu Hanım geri bildirimlerimiz ile hep güler yüzle yakından ilgilendi ve gerektiğinde okulun kurucularından Barış Bey’in de uzlaşmacı yaklaşımıyla dahil olduğu çözüm odaklı toplantılar yaptık. Nispeten küçük ve yeni bir okul olabilir ama aynı zamanda esnek ve dinamik bir yapıya sahip, bu da okulun güçlü yönlerinden biri bence. Diğer tüm çalışan personel de hep çok yardımcı ve naziklerdi. Mama Ailesi, bireysel farklılıkların ve gereksinimlerin gözetilerek, belli kurallar (kendine, başkasına ve çevreye karşı saygı, nezaket, hoşgörü) çerçevesinde, çocuğumun özgür düşünebildiği, kendini rahatça ifade edebildiği ve öğrenmekten mutluluk duyduğu uluslararası bir ortam sağladı. En yakın arkadaşı Amerikan vatandaşıydı aynı zamanda. Kuşkusuz böyle geliştiren güzel bir çevrenin çocuğumun dil becerilerine de katkısı çok olumluydu. İngiltere’ye taşındığımızda, yeni okuluna ve eğitim sistemine kolayca adapte olabildi. Çocuğum, Mama’da aldığı sağlam temeller sayesinde, diğer alanlarda olduğu gibi eğitiminde de yeni fikirlere açık, öğrenmeye hevesli, meraklı, kendisi motive olabilen, kendinden emin, kendi değerini ve başarısını bilen, öğrenmekten mutlu olan bir birey olarak hayatında ilerlemeye devam ediyor. Şu an 5 yaşında ve “anne baba ben ne istersem o olabilirim” diyor. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Sevgilerimle ve saygılarımla

Eğitimden ziyade pazarlama ve algı yönetimine odaklanmış bir kurumdur (daha doğrusu dükkandır). Sahibi bir akademisyen olduğunu her ortamda vurgular ancak vergi ödememek için ilk günden itibaren faturasız kayıt yaptırılması için velileri teşvik eder. İsminde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yabancı isim kullanımı yasak olmasına rağmen “Montessori” ifadesi geçer ancak bu konuda kurumun hiçbir sertifikasyonu yoktur sadece bir öğretmeni bu konuda bir eğitim programına katılmıştır. Kurumun fiziksel imkanları son derece kısıtlı olduğundan okuyan çocuklar ne yazık ki alerjik hastalıklara yakalanır. Öğretim görevlilerinin çoğunun İngilizcesi orta seviyededir. Bu Google Yorumlarında bile önceki yorumlar kurum sahibi ve çalışanları tarafından yazılmıştır. Farklı olduğu iddiasında olan vasat bir okuldur…

Yönetim ve ebeveynlerle iletişim, “uluslararası” bir okul öncesi (2020 ve 2021'de kaydolan çocuklar) için beklentilerin çok altında. Uluslararası, Montessori ve İngilizce konuşan bir okul olarak tanıtılmasına rağmen, çoğu öğretmenin İngilizce yeterliliğinin yanı sıra müşteri odaklı davranış ve politikanın olmaması nedeniyle oldukça hayal kırıklığına uğradık. Öğretmenler genel olarak işine bağlıyken, okul anadili İngilizce olanların tamamen yokluğundan muzdaripti. Yönetim açısından, 2020 ve 2021'deki pandemi sırasında tüm tarafların karşılaştığı zorlukları kabul etsek de, çocuklar ve ebeveynlerden çok yalnızca okulun kendisini ilgilendiren yukarıdan aşağıya baskıcı bir yönetimden muzdarip olduk (tekrarlanan oldukça yıkıcı ve resmi talebin yokluğunda okulu bir gecede kapatmak için ani kararlar). Okul yönetimi velilere karşı nadiren empati gösterdi ve çoğu zaman, pandemiyle ilgili anlaşılır durumun tüm toplumu içine soktuğu zorlukları basitçe paylaşırken, çoğu zaman dinlenmediğimizi hissettik. Aksine, “okul zaten çok şey yaptığı için biraz fedakarlık yapmamız” istendi! Zaman zaman, tecrit bağlamında daha iyi iletişim ve planlama talep ederken öğretmenlerin hayatlarını riske atmakla da suçlandık. Okul personelinin sağlık durumunun yanı sıra çocukların ve ebeveynlerin sağlık durumunu da dikkate alacak çözümler bulmaya çalıştığımız her seferde çok kibirli ve saldırgan bir iletişimle karşılaştık. Yönetim, birkaç kez manipülatif ve benmerkezci olduğunu ortaya çıkardı ve mutsuz ebeveynlerin alternatif anaokulu aramakta özgür olduklarını düzenli olarak hatırlattı. Ayrıca okul, velilerden bilgi paylaşmak için bir WhatsApp grubu oluşturulmasını takdir etmemiştir, çünkü Türkçe anlamayan ve bu nedenle ülkedeki epidemiyolojik durumu takip eden velilerle hiç bilgi olmasa da çok az bilgi paylaşılmıştır (not grubun daha önce var olmadığı ve bir destek girişimi yerine okula karşı bir baskı grubu olarak algılandığı). Son olarak, kızımız bazı saldırgan davranışlar geliştirmeye başladı ve okuldaki bazı uygulamaları saldırgan cezaya benzer şekilde tekrarladı. Bu davranış değişikliklerine diğer ebeveynler de tanık oldu ve çoğumuzun okul değiştirmesine neden oldu. Sonuç olarak, bu incelemenin amacı öğretmenlere, okula veya Türkiye'de Montessori eğitimini yaygınlaştırmaya yönelik pedagojik projeye zarar vermek değildir ki bu takdire şayandır. Bunun yerine, ebeveynleri çocuklarını okula kaydettirerek karşılaşabilecekleri önemli yönetimsel sorunlar hakkında uyarmayı ve muhtemelen yönetimin yaklaşımını değiştirmesini ve çoğu harcamayı Mama Montessori'ye emanet ederken çocukların ve ebeveynlerin ihtiyaçlarına duyarlı hale getirmeyi amaçlar. Böylesine kritik bir eğitim çağında, kıymetli çocuklarımızla gündüzleri.

Merhaba ben eğitim sektöründeyim, Türkiye'de İstanbul'da yaşıyorum ve kreşlerde veya anaokullarında iş arıyorum, çocukları severim.