BURSA’NIN GEZİLECEK TARİHİ YERLERİ
Bursa’nın gezilecek tarihi yerleri listemizle karşınızdayız!
Seyahat etme fikri, herkesi bulunduğu andan uzaklaştıran ve psikolojik olarak rahatlatan bir fikirdir. Hemen hepimiz tatil ya da bir gezinin planını yaparken dahi enerji dolmaya ve heyecanlanmaya başlarız. Kimileri yurtiçi seyahatlerini tercih ederken yurt dışında, farklı kültürleri ya da farklı yaşam tarzlarını deneyimlemek isteyebilir. Bazen de seyahat planı yaparken mesafe, bütçe veya seyahat için ayrılabilen süre de, gidilecek rotanın yapılabilmesi için etken olabilmektedir.
Bu yazımızda bizler sizlere bütçe olarak zorlamayacak olan, birkaç günün yeterli olabileceği ve klasik tatil anlayışından ziyade, daha kültürel ve tarihi bir seyahat deneyimlemenizi sağlayacak olan Bursa’nın gezilecek tarihi yerleri hakkında kısa bilgilendirmeler yapacak ve önerilerde bulunacağız.
Bursa’nın tarihi güzellikleri elbette ki saymakla bitecek gibi değil. Osmanlı gibi bir devlete başkentlik dahi yapmış olan bir şehrin tarihi yapıları ve yerleri hakkında elbette ki uzun bir listeleme yapılabilir. O sebeple, Bursa denince akla ilk gelen tarihi yapısı olarak Ulu Cami’yi başta bir konuşmak gerekiyor. I.Bayezid’in 1300’lü yılların sonlarında yaptırdığı bu camii için Evliya Çelebi’nin söylemi ile “Bursa’nın Ayasofyası” tabiri dahi kullanılıyor.
Osmanlı Devleti’nin ve Selçuklu Devleti’nin mimari sanatındaki tüm incelikleri bir arada barındırabilen ve günümüze dek ayakta kalabilmiş bu şaheser yapının mimarı ise; dönemin usta ve ünlü mimarlarından olan Ali Neccar. Camii’nin en önemli özelliği için ise bugün dahi dikkatleri çekebilen kubbesi. Kündekâri denilen tahtaların birbirine muntazam şekilde geçirilmesiyle ve bir tane bile çivi veya yapıştırıcı madde kullanmaksızın inşa edilen bu kubbesi oldukça dikkat çekici bir özelliği olup, aynı zamanda minberindeki Samanyolu Galaksisi’nin işlenmiş eşsiz görüntüsü de camiyi günümüzdeki en önemli tarihi yapılardan biri haline getiriyor. İki adet minaresiyle akşam ışıkların saatte büyüleyici bir atmosfere sahip olan yapının bir önemli özelliği de; Türkiye’deki namaz alanı en geniş olan cami olmasıdır.
Bursa’nın gezilecek tarihi yerleri içerisindeki bir diğer tarihi yapı ise Yeşil Cami’dir. Osmanlı mimari eserlerinde yeşil isminin çok sık kullanıldığı bilinmekte olup, diğer yeşil ismiyle başlayan eserlerden ayrıldığı özelliği olarak çini kaplamaları ile ön plana çıkan cami 1424 senesinde hizmet vermeye başlamış bir dini merkezdir. Yalnızca yurt içinden değil, yurt dışından da oldukça yüksek sayıda turist çeken caminin hemen arkasında bir adet de türbe bulunmaktadır. Caminin ismiyle müsemma olarak türbe ismi de yeşil olan bu yapının en büyük özelliği ise, Bursa’da her yerden görebileceğiniz bir noktaya konumlandırılmış olmasıdır. Ayrıca türbenin bütün duvarının çini ile kaplanmış olması da, aynı zamanda Osmanlı mimarisinin inceliğini yansıtması açısından oldukça değerlidir.
Bursa sınırları içerisinde dolaşırken dikkatleri çeken diğer bir tarihi yapı Muradiye Külliyesi oluyor. Özellikle İslam Tarihi için oldukça önemli bir yapı türü olan külliyeler, bilindiği üzere merkezde caminin bulunduğu ve diğer toplum yapılarının cami etrafında konumlandırıldığı yapılardır. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin önemli yapı türlerinden olan bu eserlerin, günümüze kadar ulaşmayı başarabilen en anlamlı örneklerinden biridir Muradiye Külliyesi. Külliyenin bulunduğu semtin de Muradiye olarak bilinmesi, külliyeye ne denli önem verildiğinin göstergelerindendir. II.Murad tarafından yaptırıldığı bilinen külliye içerisindeki diğer yapılar arasında, medrese, hamam gibi birçok farklı yapı da mevcut. Ayrıca Osmanlı’nın Bursa sınırlarında yaptırdığı son külliye olduğu da bilinmektedir.
Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere, Bursa’da yüzyılları kapsayan bir tarihe sahip Osmanlı Dönemi’nden kalma çok sayıda tarihi yapı mevcuttur. Bu sebeple, Osmanlı denilince akla ilk gelen padişahlara ait türbelerin bulunduğu yapılara da değinmek gerekir. Osman Gazi Türbesi ile birlikte Orhan Gazi Türbesi de, Bursa seyahatlerinde görülmesi gereken yapılardandır. Tophane Parkı olarak bilinen yerin giriş tarafına oldukça yakın mesafede bu yapıların Sultan Abdülaziz tarafından 1863 senesinde yaptırıldığı bilinmektedir. Ayrıca türbelerin manevi değerinin yanında, aynı zamanda mimari olarak da Osmanlı tarihini yansıtması bakımından ziyaretçilerini beklediği söylenebilir.
Bursa’nın yapılarının aslında Osmanlı Dönemi’nde ticari hayatın da merkezi bir konumu olmasından kaynaklı olarak da bu denli önemli olduğu söylenebilir. Özellikle İpek Yolu’nun tarihi önemi açısından Bursa’nın da önemli bir ipek üretim merkezi olması; bu şehri döneminin oldukça önemli bir konumu haline getirmiştir. Hanlar Bölgesi de tam bu sebeple, vaktinde ticari faaliyetlerin en yoğun olduğu noktada kurulmuş, onlarca yapının yer aldığı bölge olmasıyla, tarihin sokaklarında gezebilme şansını bugün dahi vermektedir.
Şimdi ise sırada, Bursa’nın Yıldırım Bölgesi’ne dâhil olan 1442 senesine ait bir yapı var. İlla ki birçok kişinin bir yerlerde duyduğu bir yapı olan Irgandı Köprüsü, savaş ve deprem gibi bir çok zorluğa rağmen günümüzde hala ayakta kalmayı başarmış ve ihtişamıyla bizleri büyülemeye devam etmektedir. Bursa’nın gezilecek tarihi yerleri arasındaki bu köprüyü diğerlerinden ayıran kendine has özelliği ise yalnızca bir dere yatağı üzerine konumlandırılmış olması değil, aynı zamanda köprü üzerine bir de çarşı inşa edilmiş olmasıdır. Bu tür yapılardan tüm dünyada yalnızca dört adet olduğu düşünüldüğünde, yapının önemi de o denli anlaşılır olacaktır. Çarşı içerisinde de tam tarihine uygun ve sahip çıkan şekilde el işçiliği ile yapılan ürünler ve bölgeye ait kültürel ürünler, kesinlikle görülmeden Bursa’dan ayrılmamak gerekiyor.