KARADENİZ BÖLGESİ GEZİLECEK YERLER
Masmavi denizi, yeşilin tüm tonlarını bir arada olduğu tek yer olan bölgeye; Karadeniz’e gidiyoruz! Karadeniz bölgesi gezilecek yerler!
Evet, Karadeniz Bölgesi denilince, havasıyla, suyuyla, yeşiliyle ve hatta kendine özgü insanıyla, hemen hemen herkesin sempatisini kazanmış, adeta gönüllere taht kurmuş bir bölge aklımıza geliyor. Rivayete göre şiddetli dalgalarıyla hırçın olarak sıfatlandırılan Karadeniz’in insanı da denize benzermiş ancak bizler bu yazımızda Karadeniz’in yumuşak ve huzurlu taraflarını göreceğiz.
O resimlerde gördüğümüzde yurt dışında bir yer zannettiğimiz yemyeşil yaylalar, sisli dağlar ve tepelere özenle yerleştirilen ahşap evlerin güzelliğine diyecek yok. Aynı zamanda yöreye ait yemekleriyle de ünlü olan bu bölge, doğal olarak neredeyse hepimizin hayallerini süsleyen yerlerin başında geliyor. Şimdi hep birlikte adı kara olan ama kendisi yemyeşil olan Karadeniz Bölgesi’ndeki gezilecek yerlere bir göz atalım.
Karadeniz turumuzun ilk sırasına, yalnızca doğasıyla değil, tarihiyle de dikkatleri üzerine çeken Trabzon ile başlayalım. Trabzon’daki gezilecek hem doğal, hem de tarihi yerler öylesine çok ki; neredeyse İstanbul gibi zenginliklerinin tamamını yazabilmek için ayrı bir ana başlık gerekecek. Bu sebeple Trabzon iliyle ilgili en popüler olan birkaç merkeze değinerek yetinmeye çalışacağız. Trabzon turuna ilk olarak Atatürk Köşkü ile başlayalım. Vefat etmeden önce bu köşke gelen Atatürk’ün vasiyetini de yazdığı bu evdeki havayı soluyarak başlayalım gezimize. Günümüzde müze olarak her gün ziyarete açık olan köşkte döneme ait birçok mobilya ve eser bulmak mümkün. Ayrıca bahçesi de kendine has bir güzelliğe ve özene sahip.
Tarihi olarak yapılardan devam edecek olursak, sırayı Trabzon Kalesi alıyor. Bu yapının M.Ö. 4.yüzyılda yapılmış olan bir Roma Kalesi olduğu bilinmekte. Kalenin dış görünümü her ne kadar yamuk gibi görünse de, o günlerden bugünlere kadar gelebilmiş kale gibi sağlam olduğu kesin.
Trabzon’un yurt dışından bile çok sayıda yabancı turist almasını sağlayan en önemli yerlerden birine geldik; Sümela Manastırı! Günümüzde restorasyonunun bile sahip olduğumuz şartlarla hala tamamlanamadığı bu yapının, dağın dik bir yakasındaki kayalara, döneminin şartlarında nasıl yapıldığı sorusu hala tatmin edici bir cevap bulabilmiş değil. Yapıldığı dönemde Rum Ortodoks manastırı ve kilisesi olarak inşa edilmiş olan yapının, denizden neredeyse 1150 metrelik bir yüksekliğe sahip olması ve günümüze dek hala varlığını koruyabiliyor olması, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne eklenmesine de imkân tanımış. Manastıra tam karşı istikamette yer alan seyir terasından vadinin ve doğanın manastır temalı manzarasını seyretmeden de dönmeyin deriz.
Batı Karadeniz’e dair bir tur için de elbette gezilecek çok yerler var ancak yine birkaç tanesine değinebileceğiz. Zonguldak’tan Sinop’a doğru giderken Ağaçlı Yolu kesinlikle tercih etmelisiniz. Karabük ve Bartın yolu üzerindeki bu yol, rengârenk ağaçlardan oluşan bir tünel oluşturmuş. Eğer yolculuğunuzu sonbahar aylarında yapıyorsanız, sırf bu yoldan geçmek için bile o taraflara yol alabilirsiniz desek abartmış olmayız. Sinop’taki Akgöl gibi bir huzur noktasını ziyaret ederek soluklanabilir; daha sonra da tarihte 13 adet büyük medeniyetin eserlerinin sergilendiği Amasya Arkeoloji Müzesi’nde de biraz kültür soluyabilirsiniz. Neolitik Dönem’den Hititler’e, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar çağlar boyunca mevcut eserlerden bir kombinasyonun yer aldığı bu müzenin kesinlikle gezilmesi gerekmekte.
Şimdi de Samsun’a doğru yola çıkalım. Burası malumunuz odur ki; Atatürk’ün Bandırma Vapuru’nu ziyaret edebileceğiniz bir şehir. Deniziyle, limanıyla, sahiliyle ve doğasıyla, aynı zamanda gelişmiş modern bir büyükşehir olmasıyla çok sayıda ziyaretçiyi kendine çekiyor. Karadeniz’in Paris’i sıfatıyla ünlenen şehirde Amazon Kadınları’nın tarihiyle ilgili Batı Park’ı ziyaret etmeyi, yine aynı bölgedeki teleferikle denizi ve yeşili kuşbakışı şekilde görmeyi ihmal etmemelisiniz. Ayrıca her deniz kıyısında olduğu gibi kordonda yürüyüş yaparak balık restoranlarında dinlenmeyi de unutmayın.
Şimdi de adımlarımızı bir başka yeşil şehre; Giresun’a doğru atıyoruz. Giresun’da çok sayıda doğal güzellik bulabileceğiniz gibi, bu şehirdeki henüz pek bilinmeyen iki yerden bahsedeceğiz. İlk olarak Giresun Adası olarak bilinen bir bölgeye uğrayacağız. Çoğu kişinin bilmediği bu adanın, dağ yürüyüşü ve bisiklet turları yapmayı severler tarafından iyi bilindiği de aşikâr. Bu adada Antik Çağ ve Orta Çağ dönemlerindeki yerleşimlerden kalma izleriyle de sizi mest edecek. Bir diğer az bilinen bölge ise, henüz altı sene kadar önce keşfedilmiş olan Mavi Göl ki; diğer bir adıyla Sodalı Göl olarak da isimlendirilmiş. Dereli ilçesindeki Kuzalan Milli Parkı’nda bulabileceğiniz gölün en güzel tarafı, içerisindeki eriyik kireç taşları sebebiyle oluşan mercan maviliği.
Karadeniz Bölgesi’nde gezilecek yerler listemize Rize ilinin yaylalarıyla son veriyoruz. Yayla denilince çayların olduğu ve belgesellerdeki sisli yüce dağların yer aldığı bir şehirdeyiz. Çok sayıda yaylası olan bu bölgede en çok ziyaret edilenlerden biri Sırt Yayla iken; bir diğeri de Pokut Yaylası’dır. Eşsiz manzarası, bulutlara yukarıdan bakmanın yaşattığı o benzersiz deneyimi ile kendinizi peri masallarında gibi hissedeceksiniz. Ayrıca bu bölgelerde konaklama yapabileceğiniz hem çok sayıda yayla evi, hem de daha çok sayıda yaylalar da mevcut.